Gücün Mavi Tarafı



Bembeyaz bir pamuk tarlasıydı benim küçüklüğüm, mahallem…
Ben de bembeyaz bir pamuktum.
Sonbahar hüzünleri, kış dertleri, yaz ihtirasları, ilkbahar umutsuzlukları umrumda değildi.
Mevsimler gelir geçerdi.
Ve mevsimler geldi geçti…


Koparıldım bir gün.
Bir denize uçurdu kaderin rüzgarı beni.
Dert suyuyla ağırlaştım, ağırlaştıkça büyüdüm, olgunlaştım.
Her dertte biraz daha dibe ba
ttım.
Gözlerimi acıttı tuzlu özlem.
Genzime kaçtı kirli aşklar.
Nefesimi kesti keskin, öfkeli yosunlar.
Acıya alıştım zamanla.
Gözlerimi açabildim kendimi savunma ihtiyacıyla.
Hayatla karşılaştım bulanık sularda.
İleriyi göremedim hiçbir zaman.
Arkama dönme fırsatı vermedi önümdeki tehlikelerin bitmeyişi.
Bazen üzerime geleni dost sandım, gelen geçti içimden, canım yandı.
Arkamdan geleni düşman bildim sonra, kaçtım daha puslu dünyalara.
Savaşı fısıldadı kulağıma, dalgaların kayalarla çarpışı.
Silahı kuşandı nemli ellerim; son bulan savaşların kalıntısı, çürüyen bedenlere inat kumların altına saklanan sivri tırnakları…
Ne zaman düşsem beyaz toprakların üstüne, sahibini uyandırdım bir mezarın.
Abandı sırtıma ölü bedenlerin kemikleşmiş elleri.
Ne zaman yorulsam, tutup dinlendim tanrının insanları hayattan almak için yolladığı kancaları.
Kendime geldiğimde hızla çekildi kancalar.
Kopardı umutla ileriyi gösteren parmaklarımı.
Pes ettim önce…
Sadece oturup, denize güç kattım ufak göz yaşlarımla.
Boğulmayı denedim daha da güçlendim.
Anladım ki ölüme ne kadar yaklaşırsan o kadar pay alıyorsun onun karşı konulmaz gücünden.
Boğuk sesleri fark ettim beynimde yankılanan.
Kulaklarımı tıkadım hüzünlü müziklerle.
Ama her hüznün bir sonu varmış.
Bittiler…

Geride kalan, bedenimdeki çizikler ve kalbimin dinmek bilmez sancılarıydı.
Ve bu bedenimdeki çizikler bir harita görevi görüyordu; hepimizin varacağı o mutlak son için.

Yunus Lekesiz

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir bakış işte...

13 Milyar Yıllık Lanet